Söyleşi: Tamer Küçük
1. Sizi tanıyabilir miyiz?
Yaklaşık 25 yıldır sinema alanında çalışıyorum. Yönetmen, yapımcı, senarist ve öykü yazarıyım. Türkiye’de ilk kez mobil sinema salonu fikrini hayata geçirerek, sinema salonu olmayan il, ilçe ve köylere sinemayı götürdüm. Bu proje oldukça ilgi gördü. Binlerce çocuğu sinema ile tanıştırma fırsatı yakaladık. “Çocuklar İçin Gezen Sinema” adıyla, “Sanat İçin Yol Açık Derneği” ile bu etkinliğe hâlâ devam ediyoruz.
2. Çalışmalarınızı nerede yürütüyorsunuz?
Çalışmalarım hem İstanbul’da hem Trabzon’da sürüyor. Yaz aylarını Çaykara’nın Köknar Mahallesi’nde geçiriyorum. Burada oldukça verimli bir üretim ortamım var. Öykülerimi ve belgesellerimi genellikle Köknar ve çevresinde yazıp çekiyorum.
3. Eserlerinizden ve uluslararası çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Bugüne kadar 20’ye yakın belgesel ve 9 uzun metrajlı sinema filmi çektim. Yapımcısı ve yönetmeni olduğum tüm filmler, yurt içinde ve yurt dışında çeşitli festivallere katıldı ve ödüller aldı.
Yazıp yönettiğim Lacivert Gece filmiyle “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandım.
2014 yılında çektiğim Kırlangıçlar Susamışsa adlı film ise dünya prömiyerini Tokyo’da yaptı; bu filmi Çaykara’da çekmiştim.
Ayrıca yapımcılarından biri olduğum Pandora’nın Kutusu, 2009 yılında San Sebastian Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülüne layık görüldü.
Bunlara benzer başka nitelikli işler de yaptım.
4. Sadece sanatla geçiminizi sağlayabiliyor musunuz?
Açıkçası zorlanıyoruz. Türkiye’de sanat ve edebiyat gibi alanların maddi karşılığı çok az. Ben daha çok işin sanatsal boyutuyla ilgilendiğim için bu kaçınılmaz oluyor. Yine de kültür ve sanat organizasyonlarıyla uğraşarak gemiyi yürütmeye çalışıyoruz.
5. Yerel yönetimlerin size katkısı oluyor mu?
Çok nadir. Bazen filmlerimin gösterimleri için cüzi miktarlarda telif geliri alıyorum ama bu bir aileyi geçindirmeye yetmez. Üstelik yerel yönetimlerin de ekonomik sıkıntılar yaşadığını biliyoruz; bu nedenle çok fazla talepte bulunmuyoruz. Son 6 yıldır bağımsız sinema adeta can çekişiyor.
6. Yerel yönetimlerden beklentileriniz var mı?
Yerel yönetimlerin önceliği altyapıdır, bunun farkındayım. Halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundalar. Bu koşullarda bir film projesi için destek istemek bana zor geliyor. Zaten bir film çekmeden önce sağlam bir bütçe ve finansmanla yola çıkmak gerekir. O nedenle açık konuşayım: Şu an herhangi bir beklentim yok.
7. Halkın sanata ilgisini nasıl görüyorsunuz?
Sinema neredeyse durdu. Televizyon dizileri, insanları sinema salonlarından uzaklaştırdı. Ekonomik zorluklar da eklenince, insanların sinemaya ilgi göstermesini beklemek kolay değil.
8. Trabzon’dan ayrılmayı hiç düşündünüz mü?
Evet, düşündüm ve bir süreliğine ayrıldım. Yılın bir bölümünü İstanbul’da, kısa bir kısmını Trabzon’da geçiriyorum. Trabzon’da yalnızca sanat değil, genel olarak iş bulmak da oldukça zor. Oysa bir zamanlar önemli bir ticaret kenti olan Trabzon, son yüzyılda sürekli göç veren bir şehir haline geldi. Bu durum, ciddi bir sosyo-kültürel ve ekonomik erozyona yol açtı. Bugün, şehirde kültür ve sanat üretmeye devam eden kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
9. Geleceğe dair hayalleriniz neler?
Kendi adıma büyük bir hayalim yok. Elbette iyi filmler yapmak isterim…Ülkemizin bulunduğu bu zorlu koşullarda tek isteğim, çocuğumun sağlıklı ve huzurlu bir şekilde büyüdüğünü görmek.
10. Trabzon’da sanat üretmek gerçekten zor mu?
Bu tamamen kişinin ne beklediğine bağlı. Eğer karşılık bekliyorsanız, evet, zor. Ama eğer içsel bir ihtiyaçla üretiyorsanız, yolunu bir şekilde buluyorsunuz.