Geçmişle Gelecek Arasında Bir Kapı

Geçmişle Gelecek Arasında Bir Kapı

Çömlekçi Mahallesi’nde 1950 - 60 yılları arasında yazlık bir sinema varmış (Sahil Sineması) yaşım yetmedi, görselini de bulamadım ama büyüklerim öyle diyor.

Meydan’a doğru çıkıldığında Sıramağazalar’da sobacıları ve yağcıları geçtiğinizde Horon Oteli karşısında Melek (Emek) Sineması. Hemen çaprazında şimdiki Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi binası Sümer Sineması’ydı. Meydan Parkı’nda 1950’li yıllarda yıkılan Opera binası da sinema (Sümer) idi.

Sümer Sineması’nın yazlığı Meydan’dan uzun sokağa girdiğimizde Mevlana Kuruyemiş’in bitişiğindeki büyük kapıdan girilirdi. Taşlık bir alan ve küçük bir kulübeden bilet alınır, yine tahta kapıdan bahçe gibi bir alanda katlanır sandalyelerde oturulurdu.

(Foto)

Yukarılara doğru çıkılınca loca dediğimiz dört kişilik sandalyelerin olduğu özel sayılan oturma alanları (Tanjat Yolu üzerindeki Kilpa’nın yerine kadar).

Yaşı kırkın üzerinde olanlar bilir. Film öncesi yöresel ses sanatçıları çıkar, film başlamadan önce konser verirdi (İsmail Yazıcıoğlu’nu ilk orada dinlemiştim).

O zamanlar sinema özeldi ve bir kültürdü.

Çok iyi hatırlıyorum ayda en az bir iki kez rahmetli babam, “Sinemaya gideceğiz” dediği zaman takım elbisesini giyer, ağabeylerim, ablalarım da en temiz elbiselerini giyerken, pastalar ve börekler de yapılırdı.

Ya Konak Sineması’nın yazlığına ya Yazlık İnci sineması’na ya da yazlık Yıldız Sineması’na locaya giderdik. İlk film bittiğinde film arasında pastalar börekler çıkartılır, sinemanın büfesinden gazozlar alınırdı.

(İnci Sineması fotosu)

Mutlaka yan masaya böreklerden ikram edilir, oradan da bizim masaya kısır veya tatlı gelirdi.

Pembe Panterler, Arsen Lupenler, Karaoğlanlar izlenir, alkışlanırdı. Ediz Hunlar, Hülya Koçyiğitler’de ağlanırdı.

Kışlık Saray Sineması’na, Konak sineması’na mutlaka temiz elbiselerle gidilirdi. Renk Sineması, As Sineması’nda Kling, Maskeli Beşler ve Kaptan Sıwıngler izlenirdi.

Fuar zamanı şimdiki valiliğin olduğu yerde Fuar Sineması, Devlet Tiyatrosu’nun olduğu yerde Hisar Sineması ve sinemaların olduğu alandaki unutulmayan seyyar satıcılar.

Köfteci Cemil Usta, salepçi Lütfü dayı, Şam tatlıcı, Tavukgöğsü tatlıcı Ali dayı ve Teksas – Tommikisçiler, şansınısınacılar, artis oyunları!..

Bütün bunları şimdi durup durumken niye hatırladım?..

Niye yazma gereği duydum?

Çömlekçi’deki yazlık sinema (Sahil Sineması), Melek (Emek) Sineması, Sümer Sineması, 1950’lerde yıkılan Opera binası (Sümer Sineması) yazlık Sümer Sineması, kışlık Konak ve yazlık Konak Sineması, Saray Sineması, As Sineması, yazlık İnci, yazlık Yıldız ve Fuar Sineması, kışlık Hisar Sineması

Benim anımsadığım on üç sinema…

Hepsi Meydan ve civarında…

Dedim ya elli sene önce sinema bir kültürdü.

Sinemaya gitmek de, izlemek de kültürün bir parçasıydı…

O sinemalardan Konak ve Saray Sineması’nın bir kısmı birleştirilerek yeni sinema yapıldı, gerisi iş hanı, birahane, kahvehane… Sadece ikisinin yerine kültür merkezi ve tiyatro yapıldı.

Ailece gittiğimiz, önce konserler dinlediğimiz, film arasında pasta, börek yediğimiz; kimi zaman kahkahalarla güldüğümüz ya da ağladığımız... Annemizi, babamızı, kardeşlerimizi andığımız yazlık Sümer Sineması’nın ortasından Tanjant Yolu geçmişti.

Perdelerinin demirleri yıllarca yolun alt tarafında ayakta kalan iki evin bahçesinde duruyordu.
Uzunsokak’tan her gün yüzlerce, binlerce kişinin geçtiği giriş kapısı orada duruyordu.

2022 yılı Mart ayında bir yazı yazmıştım aynen şöyleydi:

“Yakında o kapı da kalan bahçe de yok olacak.

Kimse bilmez belki de kapıdaki (S) biçimindeki iki kapı kolunun Sümer Sineması’nı temsil ettiğini…

Belki de yüz belki de iki yüz film izlediğim bu sinema yakında yıkılıp iş hanı olacak.

Diyorum ki sayın belediye başkanlarım, bu kapıyı yok etmeyelim. Bu kapıyı koruyalım…

Orada kimine göre yetmiş, kimine göre de doksan, yüz yıllık bir geçmiş var.

Geçmişle gelecek arasında bir kapı olarak kalsın diyorum bu kapı.”

Neyse işte….

Güzel dünlerdi.

Tekrarı olmayacak...

NOT: Kapının akıbetini bilmiyorum… Atıldı mı, yakıldı mı?